Acısıyla tatlısıyla, hüznüyle coşkusuyla bir yılı daha geride bırakarak yeni bir yıla ulaşmış bulunmaktayız. Daha dün gibi hatırlıyorum, 2016’in arifesinde ‘’umutlar 2016 yılına’’ adlı makalemi yazmıştım, üstünden bakın tam 1 yıl geçti. Ne kadar da çabuk geçti.  Zaman, adeta akıp gidiyor avuçlarımızdan. Buna ne engel olmak mümkün, ne de dur demek.

Umutlarımız, beklentilerimiz, hedeflerimiz, çare arayışlarımız, coşkularımız, hüzünlerimiz bu yıl da yine var oldu, yaşadıkça da var olmaya devam edecek. Hatta bu yıl düne göre daha fazla olacak. İnsanlığın yaşama dair beklentileri, hayat şartlarının günden güne daha kötüye gitmesi sebebi ile daha da artacak. Özellikle Türk insanımızın beklentileri ise bu yıl için ayyuka çıkacak. Nasıl çıkmasın ki?

Geride bıraktığımız 2016 yılında, ümitler hüsrana uğramış, heyecanlar hezimetle karşılaşmış ve toplumsal huzur ciddi ölçüde hasar almıştır. Bu yıl içinde, kardeşlik bağları sarsılmak istenmiş, her gün şehit haberleri gelmiş ve terör olayları ülkeyi büyük bir kargaşalığa götürmüştür. Geride kalan 365 günlük zaman dilimi, çekişme ve çatışma eğilimlerinin güçlendiği, endişe ve korkuların tetiklendiği hazin bir dönem olarak asla akıllardan çıkmayacaktır. İç ve dış mihrakların haince yaptıkları planlarla, müdahalelerle, komplolarla, tezgâhlarla milli direnci kırmaya dönük arayışları, 15 Temmuz darbe girişimi ile cesaret bulmuş, ülkemizi karanlığa sürüklemek istemişlerdir, Necip Milletimiz buna izin vermemiştir. Fakat bundan sonraki işleyen süreçte, 15 Temmuz darbe girişimi suçlularının yakalanması için verilen mücadelede izlenen yol büyük eleştirilere neden olmuştur. Yapılan işler, takip edilen yol, birisinin suçlu olup olmamasına dair olarak birilerinin iki dudağı arasındaki verdiği ifadenin yeterli bulunması. İşin iç yüzünün gerçekte derinden araştırılmadan tanı konması,  devletimizin tüm kurumlarında kimsenin kimseye güvenmediği, inanmadığı, çalışanların birbirleri ile aynı karede resim vermekten dahi korktuğu güvensiz bir ortamın oluşmasına sebep oldu. Ülkemizdeki darbe girişiminden sonraki süreçte takibe alınanların ve daha alınacak pek çok kişinin, göz altına alınanların, suçlu olanlarla olmayanların birbirine karıştırılıp, haksızlığa uğratılarak  bir çok insanın da maalesef görevlerinden ihraç edilmeye maruz bırakılması ve böylelikle bir çok ailenin yıkılmasına sebebiyet vermiş olunması büyük tartışma konularına da beraberinde getirdi. Kurunun yanında yaşın da yanması gibi. Bir çok insanımızın buna maruz kaldığını bilmek üzücü elbette ama devletimize, adaletine, Hukuk’un üstünlüğüne inanıyor ve güveniyorum. Büyük devletimizin mazlum ve caniyi birbirinden ayıracaktır, inşallah suçsuz olanlarımız için fazla vakit kaybedilmez.

 2016 yılında İşsizlik yine aldı başını yürüdü, Merkez Bankasının yükselen enflasyonu durdurmak için attığı adımlar ve aldığı önlemler maalesef yetersiz kaldı, emekli maaşları için yapılan iyileştirme çalışmaları eksik kaldı, ön hazırlığı iyice yapılmadan, devlet katkısı ile desteklenecek olan  2. Emeklilik yasası sözleşmeleri Meclis’ te kabul edildi. Temel gıdadan petrole, elektrikten doğal gaza her alanda üst üste yapılan  zamlar vatandaşın cebini iyice deldi. Hükümetin dış politikadaki hatalarının sonucu şu an da El – Bab bölgesinde silahlı kuvvetlerimizin vermiş olduğu onurlu mücadele ve her geçen gün sayıları giderek artan Irak ve Suriyelilerin ülkemize barınma ve sığınma için gelmeleri, ülkemize gelen yabancıların beraberlerinde getirmiş oldukları sorunların, sosyal, kültürel ve sağlıkla ilgili olarak, Türk kültürü arasında yaşadıkları çatışmalar ve bunun topluma olan etkileri eksi yönde olmuştur. Tabiki de tüm insanlığın baş belası TERÖR, PKK, PYD, İŞİD ve bunun benzeri örgütlerin ülkemizin farklı yerlerinde, farklı zamanlarda yapmış oldukları saldırılar milletçe hepimizi derinden üzdü. Son büyük saldırıları olan İstanbul Beşiktaş’ taki patlamalar ve şehit olan Polislerimiz, askerlerimiz ve sivillerimiz, yaralananlarımız, gazilerimiz yüreklerimizi parçaladı. Ülkemizde Altın ve dövizin inanılmaz yükselişi, iktisadi ve ekonomik dalgalanmalara sebep olan bu inişi yüksek olan hareketler, özellikle Amerikan Doları ile yapılan manipülasyonlar, iç piyasaları alt üst etti.

 Ülke gündemine oturan ve demokrasi adına büyük tartışmalara yol açan Başkanlık sistemi ve yeni Anayasa, partili Cumhurbaşkanı seçmek, yasama yürütme yargının tek bir kişiye bağlanması çalışması, seçimlerde daraltılmış bölge veya dar bölge çalışmaları ve Siyasi partiler kanununun değişmesi gibi konuları içeren yeni Anayasa maddeleri, 2016 yılına tam anlamıyla damgasını vurmuştur. Atılan bu adımların ülkemizin bugünden sonra 100 belki 200 yıllık geleceğini etkileyecek çalışmalar olması sebebi ile çok dikkatli ve her yapılan işin sadece Türk için Türk’e göre olmasını temenni ediyorum.

İnancım odur ki, Necip Türk milleti kendisine yönelen musibetlerden eninde sonunda kurtulacaktır, tehdit ve tehlikeleri kudretiyle etkisiz kılacaktır. Yeni yılın barışa, kardeşliğe, refaha ve dargınlıkların bitmesine vesile olmasını, ülkemiz, milletimiz, devletimiz ve bayrağımız adına haince hesap yapanların hüsrana uğramasını, mutluluk, bereket ve sevinç dalgasının tüm insanlığa gelmesini Cenab-ı Allah’tan niyaz ediyorum.

Büyük Türk milletinin 2017 yeni yılını içtenlikle kutluyorum.

En derin sevgi ve saygılarımla.

Yayın Tarihi: 29/12/2016