BUGÜN GİT YARIN GEL...
Neydi bizi bu kadar bencil hâle getiren nedenler?
Nedir bu doyumsuzluk?
Nedir bu kadar umursuzluğun sebepleri?
İnsan olmayı mı unuttuk ?
Nedir ?
Herkes nereye koşuyor ?Neyin peşinde ?
Çalan her telefona neden aradı,ne isteyecek ,ne oldu yine acaba düşüncesi ile bakar,açar olduk.Hal ve hatırınızı sormak istemiş olamaz mı ?
Beynimde onlarca sorular cirit atıyor. Cevapların herkesin kendisinde saklı olduğunu düşünmeye başladım. Herkes kendisine yakışan davranışı sergiliyor artık .
Korona ,sadece bizim ülkemizi değil tüm dünyayı tehdit ediyor. Bunun acısını en kalbi derinlikte hissedenlerden ve yaşayanlardan birisiyim.
Hem baba acısı, hem babamın evi gibi bildiğim evin babası ablamın eşini kaybettik. Korona bahane vadesi geldi, takdiri ilâhi böyle imiş dedik .
İsyan ederek COVİD 19 nereden geldi, neden bizi buldu demedik.Rabbimde dedirtmesin.
Sebep her ne olursa olsun Her canlı ölümü tadacaktır.
Hangi inanç boyutunda olursanız olun, sonuç bu...
Ölüm en büyük musibettir Allah'ın varlığını anlamak için. İnsanlar yaradanı unutup makamlar, kasalar, arsalar, evler büyüttükçe kerameti herkes kendinde bildi...
Çin devlet başkanı "benden büyük yok" açıklamasının arkasından 2 gram bile olmayan virüs tokatı ile dünyanın nefretini kazandı. Bunu söylerken, rabbimin izni olmadan yaprak bile sallanmaz buda rabbimin takdiri...
Böbürlenme insanoğlu bir dön, bir silkelen mesajıydı bu aslında. Nasıl 9 ay anne karnında gelişen teknolojilerle canlı canlı çocukların hareketleri izleniyor ama çocuk ne bunun farkında nede dünyaya geldikten sonra hatırlıyor. Dolayısı ile ölüm ve ötesini bilmiyoruz. Ama hemen hemen her hak dinde ALLAH İNANCI var.
Peki bu inançların vecibelerini yerine getirmek nerede ? Hiç kimsenin yaşama biçimi ve inancını sorgulamıyorum ama
bu demek değildir ki her an her saniye sadece namaz kılalım, oruç tutalım...
İşinde, aşında, masanda, kasanda, görev başında hakka girmeden vatana millete, vatandaşa hizmet edip aldığım paranın karşılığını verebiliyor musun ,vatandaşın işini kolaylaştırabiliyor musun işte o zaman sen hakka giden yolda ibadettesin der âlimlerimiz. Kayıplar can acıtsada hayat devam ediyor, sayaçlar maşallah iki katı dönüyor.
Kayıplar nedeni ile intikallerin yapılması gerekiyor. Kurumlarda inanılmaz bir duyarsızlık, pası başkasına atma felsefesi, kısacası masasının basında işi çözemedi ise yan masaya git yâda sen şimdi git yarın gel. Dinlemiyorlar bile, ezber yürüyorlar.
Hakkaniyetle ve çözüm odaklı çalışanlar lütfen üzerine almasın çünkü kurumları o istisnaî kişiler yüklenmiş durumda.
Siyaset yapanlar ekranlarda yada sosyal medyada hep belediyeleri hedef alıyor.
Güven kontrole mani değildir. Bu felsefe istisnasız her kurum ve kuruluş için geçerli kanaati taşıyorum.
Kamu yöneticilerinin ve personellerin işinin halka hizmet, hakka hizmet olduğunu bilmeleri ve bu vebalden de sorumlu olduklarını unutmamaları dileği ile...
Sağlıcakla kalın.
Yayın Tarihi: 15/02/2021