Samsunspor'da Rehavet Süreci ve Taktik Savaşları


Samsunspor'da Rehavet Süreci ve Taktik Savaşları

İnsanın doğasında var olan bir duygudur başardıkça rehavete kapılma. Bu durum şirketlerin de, devletlerin de doğasına zamanla yerleşerek olumsuz etkilenmelerine yol açar. Beklentiler konusunda başlangıçtaki dirilik ve beklentilere cevap verme refleksi kendini beğenme, aşırı özgüven duygularıyla zamanla yavaşlar ve müdahale yapılmazsa başarısızlıklar ardı ardına gelmeye başlar.

İşte bu noktada lider devreye girip yönetimindeki bireylerin motivasyonlarını yeniden sağlamalı, kendilerine ilişkin abartılmış algıların yıkıcı etkisinden çalışanlarını kurtarıcı taktikler geliştirerek onların ayaklarının yere sağlam basmalarını ve onları diri tutan beklentilere cevap verebilir hale dönüştürmelidir.

Samsunspor’un bu minval üzere bu haftaki maç kritiğini yapalım: Şanlıurfa’dan bu yana 11 maçta 5 galibiyet,  4 mağlubiyet 2 de beraberlik söz konusu. Puanı da liderin 1 puan gerisinde ancak 9. Altınordu’nun 3 ilerisinde dar alana sıkışmış 10 Takımın olağan üstü taktik savaşları ve efor sarf etmesi söz konusu.

Samsunspor’un rehavet sürecinin başladığının delili bu tablo ve bu haftaki maçtır. Giresunspor’un ortaya koyduğu performans Samsun’un çok gerisinde. Biz atamayınca onlar attı; karamboldan bir gol buldular üzerine yattılar. Ancak bu andan itibaren taktik geliştirdiler aldıkları bir golden sonra maçı soğutma talimatına harfiyen uydular ve bizde oluşan stres açıklarından yararlanarak ikinci golü buldular. İkinci yarıda uzun stoperlerini defansa çekerek hava toplarımızı da kestiler. Başka da bir şey yok. Sonuç kazandılar.

Ya bizde; sahada dağınık futbolcular ileri çıkınca geri dönemeyen mahallenin hatırlı abisi modunda dolananlar; hatta bütün futbolcular orta yuvarlakta toplanmışlardı kaleciler dışında. En büyük taktik hata Canberk gibi hareketli futbolcuyu kenara çekmekti..

Seyirci harikaydı ama o sinerji takıma yansımadı. Son vuruşlara çalışılmadı ilk yarıda rakip sahadan çıkmayan takımımız sonuca ulaşamadı.

Ümit Özat’ın  motivasyonundan sorumlu bir yönetici var mı bilemiyorum ancak bunu başaracak harika yöneticiler olduğunu biliyorum. Ardından da spor, motivasyon ve efor işidir; efora odaklanan çoğu teknik direktör futbolcularına motivasyon adına hadi aslanlarımdan öteye geçmeyen konuşmalarla işi bitirdiğini zannetmekte.

Bunun için sürdürülebilir başarı için profesyonel yardıma ihtiyacı olan takımın kurumsallaşma süreci kapsamında basın ve halkla ilişkilerini şansa bırakmayan birimin işlevselleşmesi gerekir. Çünkü bizim gibi takımlarda yer alan futbolcuların psikolojisi, basındaki ve tribündeki abartılmış olumlu ya da olumsuz tepkilerden takım başarı açısından olumsuz etkileniyor. Bu yıkıcı etkiden futbolcuların korunması gerekiyor.

Takım sporlarında başarı sabır ve istikrar gerektirir.

Seyircinin sabırsız olması normaldir ancak yöneticiler aldıkları kararların arkasında durarak takıma güvenip futbolcuların da kendilerine inanmalarını sağlayacak moralleri daima pozitif istikamette tutulursa yaş ortalaması genç takımımız süper lig yolcusudur.

Ancak şu da bir gerçek takımın acilen bu rehavet sürecinden kurtulup 3 puana sıkışmış 9 takımın yırtıcı pençelerinden kurtulacağı muhtemel taktik saldırılara da cevap verebilir kondisyona ve psikolojik dirence kavuşturulması gerektiğini düşünüyorum. Yoksa düşüşün başlangıcı fark edilmez de tedbir alınmazsa önlenemeyen çöküş başlar.

Samsun’un en değerli tanıtım araçlarından biri Samsunspor Kulübü olduğuna inanan seyircilerimizin de sahaya sözel ve fiziki şiddetle müdahaleleri bindikleri dalı kesmek olduğunu da hatırlatır Samsun taraftarlarının da vefalı desteğini iyi yönetmek, yöneticilerin ve teknik heyetin basiretli adımlar atmasıyla mümkün olacaktır.

Asım KURUMAHMUT


Yayın Tarihi: 21/01/2016