Millet Sadece Darbenin Karşısında Durmadı, Ekonomiye de El Koydu


Millet Sadece Darbenin Karşısında Durmadı, Ekonomiye de El Koydu

A Haber-ATV ortak yayınında 15 Temmuz darbe girişimi ve sonrasında yaşanan gelişmelere ilişkin açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Olayın olduğu gün yastık altından 2 buçuk milyar dolar çıktı. Onlar farklı beklenti içinde ama güçlenmeye devam ediyoruz. Aslında millet sadece darbenin karşısında durmadı. Millet ekonomiye de el koydu. 140 milyar dolar gibi yastık altı kaynağının da olduğu söylenenler arasında. Böyle bir kaynak varsa bu kaynağın değerlendirilmesi de çok önemli” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, A Haber-ATV ortak yayınında canlı olarak ekranlara getirilen “Cumhurbaşkanı ile Gündem Özel” programında 15 Temmuz darbe girişimi ve sonrasında yaşanan gelişmelere ilişkin açıklamalarda bulundu.

“DEMOKRASİ NÖBETİNDE OLANLARI SELAMLIYORUM”

“Demokrasi nöbetinde olanları selamlıyorum” diyerek sözlerine başlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünyanın hiçbir yerinde demokrasi mücadelesini bu kadar şanlı veren başka bir ülke tanımadım. O akşam dört televizyon kanalına cep telefonuyla bağlandım. Hande Hanım ile ilk görüşmeyi yaptım. Dört televizyon kanalına bağlantılarla birlikte tüm vatandaşları meydanlara, havalimanlarına davet edişimiz; halkımızın akın akın meydanlara yürüyüşü demokrasi mücadelesini verecek yiğitlerin olduğunu gösterdi” dedi.

“DÜRÜST OLMAYACAKSANIZ AÇTIĞINIZ TELEFONLARIN ÖNEMİ YOK”

Şehit haberleri geldikçe daha fazla duygulandığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şehitler tepesi boş değil. Bu millet bunu bir kez daha ispatlamış oldu. Dünyadan birileri arıyor, darbeye karşı verdiğiniz mücadeleden dolayı sizi kutlarız diyor. Katar Emiri sürekli aradı. Rusya lideri Sayın Putin aradı, ABD aradı. Kimse ilgili bakanını, yetkilisini buraya gönderme zahmetinde bulunmadı. Darbe girişimi yapılıyor; NATO'nun en önemli ülkelerinden birisine. Böyle bir ülkede böyle bir hareket yapılıyor. 'Tebrik ederiz ama şu anda askerler toplanıyor, yargı toplanıyor, endişeliyiz' diyorlar. Ben bunu ahlaki bulmuyorum. Dürüst olmayacaksanız sizin o darbe girişimi ile ilgili açtığınız telefonların önemi yok” şeklinde konuştu.

“HER OKUL BİR TERÖR ÖRGÜTÜ ŞUBESİ GÖREVİ GÖRÜYOR”

Bugüne kadar ABD’nin herhangi bir teröristle ilgili iade talebinde bulunduğu zaman bu kişilerin gönderildiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklamalarına şöyle devam etti: “Bir çiftlikte her türlü konforuyla orada yaşıyor. Ben bir yıl önce bu kişiyi istiyorum. Şu anda bu adam bizim millî güvenlik strateji belgemize giriyor. Belgeleri gönderdik. Bunun dışında batı ülkelerinde, bakıyorsunuz Afrika'da, başka ülkelerde örgütlenmiş. Bunun kadar yaygın dünyada ikinci bir terör örgütü yok. Her okul bir terör örgütü şubesi görevi görüyor. Bunu yaparken de o ülkenin yöneticilerinin de çocukları oralarda eğitildiği için zannediyorlar ki gayet iyi eğitiliyorlar. Fakir ailelerin çocukları da orada. Sonra ananas falan faaliyetleri de görüyorlar.”

“HUKUK İÇİNDE ADIM ATIYORUZ”

“Biz de bu propagandaya geldik. Bunu itiraf etmem lazım. İyi niyetimizin kurbanı olduk bunu da ifade etmem lazım” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu olay olmamış olsaydı bunların üzerine bu şekilde gidemeyecektik. Şimdi milletim çok daha iyi tanıma fırsatı buldu. Bugün itibarıyla gözaltına alınan şahıs 18 bin 699 idi. Tutuklu sayısı 10 bin 137. Şehitlerimizin sayısı 237. Hukuk içinde adım atıyoruz. Silahlı kuvvetlerimiz içinde var mı, var. Sadece subay kadrosuna baktığınız zaman böyle bir yapı var, bunun içinde ne kadar varsa çıkaracağız. Genelkurmay da bunu görmüş vaziyette” şeklinde sözlerini sürdürdü.

“NORMALLEŞME OLMAZSA, OHAL’İ FRANSA GİBİ UZATABİLİRİZ”

FETÖ’nün polis teşkilatı ve yargı içinde de ciddi manada örgütlendiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Devletin tüm kurumlarında örgütlenme var. Hepsini temizlememiz gerekecek. Bir defa çok ciddi sayıda görevden alma olayı var. Bu görevden alma sürecini bizler OHAL sürecinde devam ettireceğimiz gibi baktık ki bu iş normalleşmeye girmedi, Fransa gibi uzatabiliriz. Parlamentomuz bütün yüreklerini ortaya koyarak dört partinin temsilcileri de orada yerini alıyor ve orada mücadelelerini sürdürüyor” dedi.

“CİDDİ BİR İSTİHBARAT ZAFİYETİ VAR”

Darbe gecesi saat 21.30 gibi eniştesinin kendisini arayarak “Beylerbeyi Sarayı'nın orada bir hareketlilik var dediğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: “Bu haberi aldıktan sonra ben inanamadım. ‘Ziya dalga mı geçiyorsun, ne alakası var’ dedim. Daha sonra MİT Müsteşarı'nı, Genelkurmay Başkanı'nı aradım, ulaşamadım. Sayın Hakan Fidan'a ulaşabildiğimde kendisinden bilgileri aldım. Arada özellikle Başbakanımızla irtibat halindeyiz. Cumhurbaşkanlığı, Başbakanlık, Meclis durumlarını görünce sıkıntı oluyordu. Saat 10’a doğru Fidan'a ulaşma fırsatım oldu. Böyle bir durum olduğunu, kendisinin Genelkurmay'a gittiğini, Genelkurmay'dayken böyle bir durum olmadığını 20.30 gibi gelmiş. MİT'e geldiğinde orası da bombalanmaya başlamış. Bilgileri o anda kendilerinden kabataslak aldık. Bu süreç içinde maalesef bir gerçeği tespit ettik ki burada ciddi bir istihbarat zafiyeti var. Bu saate kadar bu olmazdı. Bir iki saatin çok büyük önemi var. Bütün bunlara rağmen anında bazı müdahaleler yapılabildi. Uçuşu yapanlara karşı bazı karşı tedbirler alınabildi.”

“PENSİLVANYA'DAKİ YALAN MAKİNESİ ÇALIŞIYOR”

TBMM'nin bu tür darbeler karşısında ciddi bir korumasının olmadığını, uçaksavar gibi savunma sistemlerinin bulunmadığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bunu sadece darbe olarak düşünmeyelim. Yabancılara karşı da... Bir musibet bin nasihatten iyidir. Bundan sonra tedbirler de alındı. Meclisimiz olsun, Külliye olsun... Özel Harekât binası bombalanıyor. Kim yapıyor bunu asker kılığına girmiş teröristler yapıyor. Düşman bile bunu yapmaya muktedir olamaz. Pensilvanya'daki yalan makinesi çalışıyor. Daha neyi göreceksiniz, belgeleriyle, bilgileriyle her şey ortada. Onlara özellikle sesleniyorum, tabanı ibadet dediğim saf kesimler olan insanlar. İhanet içinde olanların zaten ciddi bir kısmı kaçıp gittiler. Bu ülkede olanların kimi ormanda kimi başka yerde saklanıyor. İnlerine gireceğiz, bulup çıkaracağız. Bu vatana hizmet yolunda bu mücadelemizi sürdüreceğiz” şeklinde konuştu.

“DÖRT AYRI NOKTADA UÇAKLAR BİZİ BEKLİYORDU”

Darbe girişimi gecesi Marmaris’te yaşananları da anlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları kaydetti: “Ailemle beraber, demek 15 dakika gecikmemiz olsa... Orada dolaşmışlar falan. Biz otelde değiliz tabii. Bu arada yayınımızı yaptık ve helikopterdeki pilotun benim tabii yıllardır yanımda. Dedim buradan Dalaman'a kaç dakikada gidersin? Dedi ki, burası çok enteresan, 'Ben yakıtım bitene kadar bunlara yakalanmam' ve hemen biz ailece dolduk, havalandık, kararttık ve dört ayrı noktada aslında hazırlığımız vardı. Dört ayrı noktada da uçaklar bizi bekliyordu. Dalaman, Bodrum, Çıldır, İzmir... Bu arada İstanbul ile irtibatımız devam ediyor ama pilot da bizim nereye uçağımızı bilmiyor. Pilota 'Sen bunun ortalamasını al, uç' dedim. Pilot benim yıllardır bildiğim pilot. Üç dört saatlik yakıtım var dedi. Kendi zaten farlarıyla bunu yapabileceğini söyledi. İndik ama indiğimiz andan itibaren uçaklar alçak uçuş yapıyorlar. Bu alçak uçuşlar tabi ses hızının üzerine çıkınca ciddi patlama sesi oluyor. Yanımda torunlarım var, ürküyorlar.”

“DEMOKRASİ NÖBETİNDEKİLER GEZİ OLAYLARINI HATIRLATTI”

Darbe girişimi gecesi İstanbul Atatürk Havalimanı’nda demokrasi nöbetine başlayanların kendisine Gezi olaylarını hatırlattığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Orada da Cezayir dönüşümde 100 bin kişi gelmişti. Orada hemen komutayı ele aldık. Genelkurmay Başkanımız rehine diye duyum aldık. Dedim, vekâleten Ümit Paşa'yı atıyoruz. O andan itibaren Akıncı'daki gelişmeleri takip ettiğimiz gibi yapacağımız bir şey var. Eskişehir talimatı uygulamıyor. Böyle bir tablonun içinde Ümit Paşa ile değerlendirmemiz yaptık. İkinci bir isme talimatımızı verdi. 12 bomba Akıncı'ya atıldı. Oradaki uçakların harekât kabiliyeti ortadan kalktı. Bu tabii iyice işi rahatlattı. Birçok yerde herkes bir şeye kapıldı. Artık iş lehe dönüşmüştü. Kolay kolay bir hareket noktası yoktu. Daha da bir rahatlama gelmiş oldu” dedi.

“BEDELİNİ ÖDEYECEKLER”

“Böylece işin sıkıntılı kısmı atlatıldıktan sonra yargıdaki açıklamalar arka arkaya geldi. Onlar da dik durdular. Anayasa Mahkemesi'nin yaptığı açıklama çok önemliydi. Emniyet teşkilatının, bazı komutanların yaptığı açıklamalar çok önemliydi” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklamasına şöyle devam etti: “Bu darbeci kesimin direncini ciddi manada kırdı bu açıklamalar. Meydanları söylemeye gerek yok. Hanım kardeşlerimizin duruşu, gençlerimizin paletlerin altına yatışı... Bu kadarını beklemiyordum. Ne yazık ki bunlar alçakça bunu yaptılar. Şimdi de bunun bedelini ödeyecekler.”

“ASIL HEDEF TÜRKİYE CUMHURİYETİNİ ELE GEÇİRMEK”

Darbelerin hedefinde mutlaka liderlerin bulunduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hocamın şöyle bir tavsiyesi var. Cebimde bir tespihi var. Bizim bir polis kardeşimizin eşi vermişti. İmame koptuğu zaman bütün tespih dağılır. Bunlar hedefi, biz şimdi lideri giderelim, onun işini bitirelim. Hallettikten sonra hedef zaten millet. Milletle beraber asıl hedef Türkiye Cumhuriyetini ele geçirmek” dedi.

TSK'DA YENİDEN YAPILANMA

Silahlı kuvvetlerin yeniden yapılanması ve bütün bunlarla beraber ayıklamaların yapılmasının gerekli olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerine “Bununla beraber sıfır kilometre devlet yapılanması ile yürümemiz gerekiyor. Profesyonel ordu meselesini bence bu kadar abartmaya gerek yok, odunun, yarısı zaten profesyonel. Azınlık var ya o haysiyetli askerimize gölge düşürdü. Onlar da bu işin farkında. Birçokları da bu mücadeleyi verdi. Bir astsubayımız özel kuvvetlerde generali öldürmesi alnından öpülesi bir astsubayımızdır. O generali orada öldürdü. Çünkü bunlar vatan haini. Bunu yaparken de o şahadete koştu. Dün akşam eşi ve yavrularıyla da görüştüm. Artık onlar benim evladım. Buna benzer jandarmada aynı şekilde şeyler oldu. Orada komuta kademesi dersini verdi. Ama biz şehidimizin kanını yerde bırakmayacağız. Profesyonel ordu ama amatör belli bir disiplini kazanma noktasında atılacak adım çok önemli” şeklinde devam etti.

“JANDARMA İÇİŞLERİ'NE BAĞLANDI”

Jandarmanın tamamen İçişlerine bağlanacağını da ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan şöyle devam etti:  “Daha önce yarısı güya İçişleri'ne bağlı ama sicil, özlük hakları vs. bakıyorsunuz silahlı kuvvetler kararı vereceği için de jandarma daha çok oradaki emir komuta zincirine bağlı hareket ediyordu. Şimdi durum öyle değil. Tamamıyla bağlı oluyor. Teşkilat şeması içinde jandarma ile emniyet gayet güzel bir yere geliyor. Bundan sonra jandarmaya er-erbaş alınmayacak. İhtiyacı olduğu zaman uzman er-erbaş alınacak. Bir şeyi daha yaptık. Eskiden kurmay dediğimiz zaman çok şey değişiyordu. Sınıf subaylarının general olmasının önünü açtık. Kurmay sınıfından olmayanlar general olamıyordu. Bunun ilk adımını böylece attık, bu tabii çok önemli. Benim de 14 yıllık sürecim içinde şu anda bunun başarılmış olması bu vesileyle oldu. OHAL'in en verimli adımlarından biri. Sahil güvenlik de İçişleri'ne bağlanmış oldu. Bu da çok önemli bir adımdı. Denizlerimizi de sağlama almış olacağız kıyı emniyeti ile. Ordunun da küçülmesi sürecine girmiş oluyoruz. Hareket kabiliyetini şu anda artırıyoruz. Tüm İçişleri Bakanlığı'nın hareket kabiliyeti çok ileri gidecek. Silah, mühimmat noktasında çok daha güçlü hareket edecek. Terörle mücadelede bu noktada polisin, jandarmanın gücünü artıracağız. Polis, jandarma el ele bunu yürütecek.”

“ASKERİ OKULLAR KAPATILACAK”

“Bugün yeni bir hazırlığı yaptık. Bugün yarın o da Resmi Gazete'de yayımlanır. Okullar meselesi. Askeri okullar kapatılacak” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Tüm okullarda liseler, mesleki okullar, buralardan rahatlıkla harp okullarına giriş olacak. Harp okullarının üzerinde bir çatı olacak. Millî Savunma Üniversitesi kurulacak. Bunun altında, kara, deniz, hava harp okulu olacak. Orada kurmay, kıdem gidiyor. Burada okuyanların hepsi lisans, lisansüstü kurmaylık yerine geçmiş olacak. Harp akademilerinin yerine lisansüstü eğitimi getiriyoruz. Mesleki noktada kadrolara ihtiyaç var, astsubay meslek yüksekokulları gibi. Mesleki noktada eksikleri gidermek için bunu yapacağız. Kalite, kariyer noktasında çok ciddi bir gelişmeyi koyacağız. Jandarma Akademisi kurulacak. Bir diğer adım. Bütün askeri hastanelerin hepsi sağlık bakanlığına bağlanacak. Burada öyle ihanetler yapıldı ki... Sapsağlam evlatlarımız çürüğe çıkarıldı. Çürükler sağlam gösterildi.”

“ANAYASA PAKETİ GEÇERSE GENELKURMAY VE MİT CUMHURBAŞKANINA BAĞLANACAK”

Tersanelerin aynı şekilde Millî Savunma Bakanlığı'na bağlanacağını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan “Asker kendi işini yapsın. Özel sektörde çok daha başarılı bir şekilde yürütme şansına sahip olduğumuz gibi Millî Savunma Bakanlığı bunu yapar. Dünya ile farklı bir yarışın içindeyiz. Attığımız adımlar ortada. Buna benzer aynı şekilde askerî yargıda çok ciddi bir değişimi gerçekleştiriyoruz. Son paketle birlikte silahlı kuvvetlerimiz çok daha kuvvetli hale gelecek. Kuvvet komutanlarımız Millî Savunma Bakanına bağlanacak. Bakanlığa değil, bakana bağlanacak. Küçük bir anayasa paketi gerçekleşirse Genelkurmay, MİT Cumhurbaşkanına bağlanacak” dedi.

“ŞEHİTLERİ UNUTTURMAYACAĞIZ”

“15 Temmuz Şehitler Köprüsü kararını hükûmetimiz aldı. Ayrıca Şehitler Anıtı yapalım dedik. Sağ olsun, hükûmete şunu teklif ettim. Anadolu Yakası'nda gişeleri geçer geçmez bir tepe var. Oradaki en uygun yere mimarların çalışmasını falan göreceğiz. Oraya bir anıt dikelim. Orada aynen Çanakkale'de olduğu gibi şehitlerimizin adını yazalım dedik” şeklinde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü: “Ankara'da Külliye'nin karşısı devlet mezarlığıdır. Orada da uygun yere Şehitler Anıtı dikelim ve bu bölgedeki şehitlerimizin ismini de oraya yazalım dedik. Sadece bununla kalmayacağız tabii. Bütün şehitlerimize başta okullarımız olmak üzere kültür merkezlerimiz vs. adını vermek suretiyle onları kalıcı kılma kararımız var. Kızılay Meydanı aynı şekilde 15 Temmuz Şehitler ve Demokrasi Meydanı adı veriliyor. 15 Temmuz Şehitler Kavşağı adı veriliyor. Bunu unutturmayacağız. Bu unutulursa yazık olur. Meclis Kavşağı mesela 15 Temmuz Kavşağı olarak anılacak. Hem unutmayacağız hem de onları Fatihalarla yâd etme şansı bulacağız. İktidar partisi, gerek ana muhalefet gerek muhalefet ile burada toplantı yaptık. Tüm partilere teşekkür ediyorum.”

“BU ÜLKEYİ BÖLEMEZLER”

Terör eylemlerinde dün 8 şehit verildiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan “Terör eylemlerini yok sayamayız. Bir taraftan aynı şekilde terörle mücadeleye devam etmek lazım. Bizim bir ve beraber olmamız lazım. Gerek CHP, gerek MHP ile beraber hareket edeceklerdir. Onların da hassas olduklarını biliyorum. Türkiye bir terör ülkesi olamaz. Bu ülkeyi bölemezler” dedi.

“YENİKAPI'DA, DEMOKRASİ MİTİNGLERİNİ TAÇLANDIRACAĞIZ”

Yüksek Askerî Şûra sonrası 48 saat içinde tüm komuta kademesi devir teslim işlemini bitireceğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan şu sözlerle devam etti: “Bundan önce 30 Ağustos devir teslim günüydü. Bugün jandarma ile ilgili olanı da yaptık. Yarından itibaren görevime gideceğim diyen komutanlar var. Onlar da 48 saat içinde görevlerine gelmiş olacak. Bu defa bu süre önemli. Ben bu akşam Sayın Başbakan ile görüşecektim. Biz bu demokrasi nöbetini önümüzdeki hafta pazar günü Yenikapı'da farklı bir şekilde ele alalım. Taçlandıralım. Silahlı kuvvetlerimiz, komuta kadememiz, sanatçılarımız, siyasi partilerin lider kadrolarını da davet edelim. Böylece tüm Türkiye'ye mesajımızı hep birlikte verelim. Normalleşme sürecini de başlatalım.”

“GÜÇLENMEYE DEVAM EDİYORUZ”

Olayın olduğu gün yastık altından 2 buçuk milyar dolar çıktığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Onlar farklı beklenti içinde ama güçlenmeye devam ediyoruz. Aslında millet sadece darbenin karşısında durmadı. Millet ekonomiye de el koydu. 140 milyar dolar gibi yastık altı kaynağın da olduğu söylenenler arasında. Böyle bir kaynak varsa bu kaynağın değerlendirilmesi de çok önemli. Şimdi kamu fonu oluşturulacak. Bu fon içinde özelleştirmede olan kaynakları tutun da devletin içindeki kaynakların bu fona aktarılması için. Birçok kaynak var. 26 Ağustos'ta yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü açacağız. Bir diğer taraftan yapacağımız işlerden biri hızlı tren. Avrasya Tüneli'nin açılışını yapacağız. Kanal İstanbul projemiz var. Çanakkale'yi köprüden geçeceğiz. Eskiden OHAL ilan edildiği zaman bakkalda ne varsa toplar evine götürürdü. Adeta meydanlarda festival gibi bir durum var. Bu milletimle ne kadar iftihar etsek, gururlansak azdır. Rabbim milletimin birliğini, beraberliğini bozmasın inşallah” dedi.

“EN İDEAL DÜZELTME FETULLAH GÜLEN'İN TESLİM EDİLMESİ”

ABD'li bir komutanın 'Muhataplarımız tutuklandı' açıklamasıyla ilgili olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları kaydetti: “Sonra geri adım atıldı, yanlış anlaşıldım dedi. Bunlara anında haddini bildirmek gerekiyor. Haddini bildirmediğimiz zaman bunlar kendini haklı konuma koyuyorlar. Bir defa stratejik ortağın benim. Sen kalkıp da niye Türkiye'deki muhataplarından biriyle görüşmüyorsun. Burada bir yanlış anlaşılma var deyince tabii bizim açımızdan bir şey yok. Ama en ideal düzeltme bir defa bu adamın teslim edilmesi. Yani Fetullah Gülen'in teslim edilmesi. Biz sizin iade taleplerinizi yerine getirdik. Bakın 20 sene önce söylenseydi, 15 sene, 10 sene, 3-4 yıl öncesine kadar bile ben inanın bu kadarını düşünmüyordum. Ama ne yazık ki ciddi manada yanılgıya düşmüşüz. Allah bizi affetsin.”

“İŞKENCE İDDİALARI, AHLAKSIZ PROPAGANDA”

Cumhurbaşkanı Erdoğan işkence iddiaları üzerine şunları söyledi: “Bunların ahlaksızca propaganda yapıyorlar. Karşılıklı vuruşmalar var. Ama sen bunu işkence diye değerlendiremezsin. Senin elinde ne belge var, bunu neye dayandırarak söylüyorsun. Mesela Guantanamo'yu konuşuyorlar mı? Acaba bu darbe neticeye ulaşsaydı ne olacaktı? Bu konuda söyleyecekleri bir şey var mı?”

Kaynak: tccb.gov.tr


Yayın Tarihi: 30/07/2016