Bafra’da Yaşatılan Kültürel Miras; “Sele Sepet Top Kandil Şenlikleri”


Bafra’da Yaşatılan Kültürel Miras; “Sele Sepet Top Kandil Şenlikleri”

Toplumlara,  toplumların üyelerine ortak geçmişi hatırlatan, birlik dayanışma kabiliyetini güçlendiren, geleneklerin ve çeşitliliğinin devamını sağlayan unsura kültürel miras denir.

Kültürel miras, paylaşılan bir bağ, bir topluluğa ait olma anlamına da gelir. Tarihimizi ve kimliğimizi, geçmişle, günümüzle ve gelecek olan bağımızı temsil eder.

 Kültürel miras yalnızca gördüğümüz dokunduğumuz somut nesneler ile sınırlı değildir. Bu mirasın oluşumuna katkı sağlayan soyut unsurlar da vardır. Bir toplum içinde nesilden nesile geçen gelenek görenekler, geleneksel zanaatlar, tasvirler bilgi birikimi, yetenekler gibi. İşte bu somut olmayan kültürel mirasa verilebilecek en güzel örneklerden biri de Bafra'da 600 yıldır Ramazan ayının 14'ünü 15'ine bağlayan gecede kutlanan sele sepet top kandil şenlikleridir.

Sele sepet top kandil şenliklerinin nasıl ortaya çıktığına dair kesin bir bilgi bulunmamaktadır

Bu gelenek, sadece neden Bafra’da var? Bu âdeti kim çıkarmış? Bir zamanlar birlikte yaşadığımız Rum komşularımızdan mı, devşirip İslamlaştırdık? Çok net bilinmiyor.

Bu konuyla ilgili birçok rivayet vardır. Bunlardan biri de şudur:

 Ramazan'ın başlangıcı ve bitişi gökteki Ay hesabına göre yapılır. Ay hesabında yıl 354 gündür. Gökte ay, hilal şeklinde görüldüğünde bu ince kenarlı bir sepete benzer. O dönemlerde ticareti elinde bulunduran bazı Rumlar, Müslüman halkı kendine çekebilmek ve alış-verişlerini artırabilmek gayesiyle daha önceden hazırlanmış ve içine mum dikilmiş sepetlerle ayı gözetlerler  ve ay hilal şeklinde görülür görülmez bunu, yani Ramazan'ın başladığını bu sepetlerle bu defa ve sele sele diye bağırarak dolaşıp halka haber verirler.Ramazan ayının 14'ü 15'ine bağlayan akşam ise gökteki ay yuvarlak yani top şeklini alır.

 Bu defa ellerindeki selelerin üst kısmı da kapatılır ve top şeklini alan ve içinde mum yanan sepetlerle sele sepet top kandil diye bağırarak dolaşılır ve Ramazan'ın yarılandığı müjdesi verilir. Halk da,  yarısı geçtiğine göre diğer yarısı daha kolay geçer sevinciyle bu geceyi neşeli geçirmeyi, eğlencelerle bunu kutlamayı adet haline getirmişler.

Zamanla bu gelenek Müslümanlarca da benimsenmiş ve Müslümanlara has bir adet haline gelmiştir. Somut olmayan kültürel mirasımız arasında yerini almıştır.

Ramazan, Müslümanlar için oruç, namaz, zekât, fitre, sabır, hoşgörü, kuran ayıdır. Ramazan ayının Bafralı çocuklar için ayrı bir önemi vardır. O da sele sepet top kandil şenlikleridir. Bu şenlikler sadece Bafra’da kutlanır.

Sele sepet için hazırlıklar günler öncesinden yapılırdı. Kapılara gelecek çocuklara, verilmek üzere şeker alınır ve bozuk paralar hazır edilirdi.

Evde çocuğu olan hemen hemen her aile,  çocuklarına kat kat görünümlü, rengarenk kağıttan yapılmış fenerler alırlardı. Sele sepet şenlikleri iftar yapıldıktan hemen sonra başlar, alınan kat kat kâğıt fenerler çıkarılır, ortasına mum yakılır, sokaktaki çocuklar gruplar halinde toplanırlardı. En önde küçük çocuklar arkada ise yaşça büyük olanlar bulunurdu.

Çocuklar hep bir ağızdan şu maniyi söyleyerek yürümeye başlardı.

Mahallede şenlik var,

Bize geldi etraf dar,

Sele –sepetleri alın,

Çıkın yola ey çocuklar

Bu maniyle evdeki çocuklarda sokağa davet edilirdi.

Ellerinde fenerleriyle dolaşan çocuklar, adeta ateş böcekleri gibi görsel bir şölene imza atarlardı

Sonra şu mani söylenirdi.

Haydi, hep gezelim

Şekerleri süzelim

Bu gece sele-sepet

Eylenelim, gülelim.

Çocuklar belirli bir düzen içinde evleri gezmeye başlarlardı. Evlerin kapılarına vurulur bu sefer şu mani patlatılırdı.

Sele-sepet top kandil,

Aç kapıyı ben geldim,

Ay da yıl da bir kere,

Kapına ben geldim.

Kapılar açılır,  çocuklar topladıkları şekerleri, yanlarında taşıdıkları küçük selelere koyarlardı. Bazı şakacı gençler ise evin yetişkin genç kızı varsa ”Eğer şeker vermezsen,  Kızın almaya geldik “ diyerek mani uzatırlardı.

O akşam için şeker hazırlamayı unutanlar ise harçlık vererek çocukların gönüllerini alırlardı. “Ey! Ev sakinleri, Verin bize telkinleri, Sele sepet geçiyor, İkram edin şekerleri” manisi ile evleri ziyaretler devam ederdi.

 Kapıyı açmayanlar için ise çocukların” Açın kapınızı bize, Uğur gelir evinize,Eğer bahşiş verirseniz, Bolluk getiririz size” şeklindeki manileri de hazırdı.

Çocuklar çok sevdikleri öğretmenlerinin kapısına gelince şu maniyi söylerlerdi. ”Domatesin çekirdeği kırmızı kırmızı, Bizim hoca dünyanın yıldızı yıldızı”

Bu maniler eşliğinde şenlikler tamamlanır. Çocuklar büyük bir sevinçle evlerine dağılırlardı.

Bunun yanında eskiden belediye ve askeriye tarafından fener alayları geçidi yapılır, çocuklara fenerler dağıtılır, sokakta Hacivat Karagöz gibi gölge oyunları oynatılırdı. Fakat 90 ‘lı yıllardan sonra aslından biraz uzaklaşmıştır. Gençlerin, bulaşık telini yakıp çevirmeleri, sinek ilaçların ucuna ateş tutarak alevlendirmeleri, maytap, patlayıcı, kız kaçıran, torpil gibi patlayıcılar ile yumurta atmaları kazalara yaralanmalara neden olmuş, gecenin anlam ve önemine gölge düşürmüştür. Bu yaşanan olumsuzluklardan dolayı çocuklar sokaklara inemez olmuştur. Sele -sepet top kandilin kutlanacağı yer toplu konser törenleri, kapalı mekânlar değildir. Kutlanacağı yer sokaklardır. Son yıllarda yapılan çalışmalarla eski günlerine tekrar kavuşturulmaya çalışılmaktadır. Atalarımızın bize miras bıraktığı somut olmayan bu kültürel mirasa sahip çıkıp, gelecek kuşaklara aktarmak zorundayız.

Bu yıl sele-sepet top kandil şenlikleri Coronavirüs salgınından dolayı ilk kez sokakta değil, balkonlarda kutlanacak.

Bafra sokaklarında ateş böceklerini bu yıl göremeyeceğiz.

Ulus olarak bu beladan kurtulduktan sonra, seneye daha büyük heyecan ve coşkuyla sele-sepet top kandil şenliklerini kutlayacağımıza eminim. Bunun yanı sıra bu ve buna benzer somut olmayan kültürel miraslarımızın UNESCO somut olmayan kültürel miraslar listesine eklenmesi için gerekli çalışmaların da yapılması gerekmektedir.

Sevgi ve Selamlar

Emin Günaydın

Tarihçi-Sosyolog


Yayın Tarihi: 07/05/2020