Çocukları Anlamak


Çocukları Anlamak

“Problemi anlamak çözmenin yarısıdır” der değerli bir bilim insanı. Ama biz yetişkinlere sorsanız çocuklar için uğraşıyoruz fakat onları anlamaya vaktimiz yok. Ya da erteleme hastalığımızla çözülmeyen sorunların altında ezilip kaldığımızda hayal kırıklığıyla birlikte öfke katsayımız artıyor. Tekrar eden olumsuz davranışlarıyla bu öfkeden ilk nasibini çocuklar alıyor. Çocuk bu ebeveyn davranışından öfkelenmeyi öğreniyor.

Öfkelenmekten korkmayın onu kontrol edemeyerek en masum olan çocuklarımıza yansımasından korkun.

Çocuklar ilk sıralar “hııım anne babamın bağırası varmış bağırmış, keşke bağırmasaymış” diye düşünür. Ama bu sürekli olursa etkisini yitirir ve “bu davranış normal” der; çevresine istemediği olduğunda bağırıp çağırabileceğine inanmaya başlar. Etki tepki prensibi burada fizik kanunundan daha yıkıcı ve kalıcı olabilir.

Çocuklar bizim aynamız, dışa yansıyan iç dünyamız. Kırılgan doğalarıyla, zayıf dirençleriyle bizim gibi olmaları zaman alacaktır. Kaldı ki onları bizim gibi yapmak da mümkün değil, anlamsız da..

Çocukların öfkelenme katsayımızı artıran inatlaşma nedenleri:

 Henüz yeni keşfettikleri, ilgilerini çeken bir şeyden vazgeçmesini mi istiyorsunuz?

 Yaşamlarına kattıkları alışa gelen daha kolay bulduğu bir deneyimi bunun nedeni olmasın..

Kendi gelişimi adına sizin önemsediğinizden daha önemli gördüğü bir davranışı terk etmeyi mantıklı bulmadığı inatlaşmasına neden olabilir mi?

Ya da empatik olmayan; iletişim beceriksizliği bunun nedeni neden olmasın..

Vs..

Sözünüz dinlensin istiyorsanız uzmanlara kulak veriniz ve kendi deneyimlerinizi yabana atmayınız.

Etkili sınır koymak için dikkat edilecek yüz puanlık uzman tavsiyeleri:

1)    Çocukla etkili iletişimin altın kurallarını öğrenin:

a)    Çocuğunuza herhangi bir şeyi söylerken onun boyuna eğilip bir kol boyu mesafeden gözlerine bakarak konuşun

b)    Aynı komutu 2 kereden fazla arka arkaya vermeyin zira etkisizleşecektir. Verdiğiniz komutların ya da görevlerin takipçisi olun zira çocuklar tutarlılığı önemser.

c)    Verdiğiniz komut olumsuz değil olumlu olsun.Net bir ses tonuyla bağırmadan kararlı olduğumuzu görsün.

d)    Çocuğun sorularına hızlıca cevap verin. Erteleme için kısa süre sonra mutlaka dönün. Asla geçiştirmeyin.

2)    Öfkelenin ama yansıtmamayı öğrenin; duygusal - sözel şiddete, fiziksel şiddete başvurmayın.

3)    Empatik davranın, sizi anlamasını beklemeyin onu anlamaya çalışın. Olumsuz davranışın ardındaki duygusunu keşfedin.

4)    Temel ihtiyaçlarını mümkünse ertelemeyin.

5)    Mutlaka alternatif gösterin, yoksa o kendi alternatifini bulacaktır.

6)    Sadece yasaklamayın; izah edin, “çocuktur anlamaz” hurafesinden uzak durun.

 

Asım KURUMAHMUT   /  Eğitimci Yazar


Yayın Tarihi: 24/09/2017