Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sanatçı ve Sporcularla İftar Yemeğinde Buluştu


Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sanatçı ve Sporcularla İftar Yemeğinde Buluştu

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan eşi Emine Erdoğan ile birlikte Tarabya Köşkü'nde verdiği iftarda sanatçı ve sporcularla bir araya geldi.

İftarın ardından yaptığı konuşmasına, sanatçı ve sporcuların ramazan-ı şerifini kutlayarak başlayan Erdoğan, bugün Ege Denizi açıklarında meydana gelen 6,3 büyüklüğündeki depremden etkilenen yerleşim yerlerindeki tüm vatandaşlara geçmiş olsun dileklerini ifade ederek, "Allah'a hamdolsun, herhangi bir ölüm söz konusu değil. Maddi hasarlar, bunlar telafi edilir fakat bu konularda da her zaman için hazırlıklı olmamızın gereğini hatırlatmak istiyorum. Onun için de imardı, kaçak yapılaşmaydı, bunların ne kadar önemli olduğunu hatırlatmakta fayda mülahaza ediyorum. Aynı şekilde Yunanistan tarafında da depremden etkilenen komşularımıza da buradan geçmiş olsun diyorum." diye konuştu.

Erdoğan, kültür, sanat ve sporun, toplumları bir arada tutan ortak değerler olduğunu dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Ülkemizde ise maalesef bu ortak değerlerimiz, uzun süre sadece belli bir kesimin tekelinde olmuştur. Özellikle kültür ve sanat alanında öne çıkabilmenin, ancak milletin değerlerine karşı olmakla mümkün olabildiği gibi çarpık bir anlayış, ülkemizde hakim kılınmaya çalışılmıştır. Taksim'deki opera binasının yenilenmesi, -yani Atatürk Kültür Merkezi'ni kast ediyorum- başta olmak üzere daha iyisini, daha güzelini yapmak için atılan adımlar, bu çarpık anlayışın saldırısına uğramıştır. Halbuki AKM aslında deprem sebebiyle ciddi bir hasara da uğramış olan bir yerdir. Yani deprem tehlikesiyle karşı karşıya olan bir yer. Bakınız burada sizlere belki de pek çoğunuzun  şu an itibariyle bilmediği bir hususu ifade etmek istiyorum. Türkiye'nin hem kapasite teknik alt yapı bakımından en modern batı ülkelerinde dahi örneğine pek az rastlanabilecek opera binası şu anda neresidir biliyor musunuz? Bu eser Ankara'daki Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin bir parçası olan Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'dir. Bunu yaptırırken tüm dünyayı mimar arkadaşlarıma gezdirttim. Dolaşın, çalışın ve hakikaten en görkemlisini en muhteşemini ülkemizde yapacağız. Çünkü Türkiye'de aslında opera binası yok. Ankara'da geçmişte olan adeta bir tiyatro binası ufacık ama şimdi görkemlisini yaptık. Aynı anda 2 bin kişi alabilen, böyle bir opera binasına sahibiz. 15 Temmuz ve iç güvenlik harekatlarındaki şehitlerimiz sebebiyle maalesef bu opera binamızı asli amacına uygun etkinlikler için şu ana kadar kullanamadık. İnşallah ülke ve millet olarak huzura ulaştığımızda bu salonda, Türkiye'nin en seçkin sanatçılarının en güzel konserlerini, gösterilerini, etkinliklerini takip etme imkanı elde edeceğiz.

Ülkemize böyle bir eseri (Beştepe Kongre ve Kültür Merkezi) kazandıran anlayışı, Taksim'deki o sağlıksız ve kesinlikle çirkin yapıyı yıkıp yerine daha güzel bir eser kazandırmak istediği için uzun yıllar boyunca yerden yere vurdular. Ne sanatçı düşmanlığımız, ne sanata saygısızlığımız kaldı. Halbuki biz, hem İstanbul'a hem de kültür sanat dünyamıza yakışır bir eseri ülkemize kazandırmak için çalıştık. Harbiye Kongre Merkezi bunun bir örneğidir. Oradaki Muhsin Ertuğrul neydi, biz onu şu anda ne hale getirdik? Şimdi inşallah Taksim'deki Atatürk Kültür Merkezi'ni aynı mimari gruba yaptırdık, proje şu anda bitti. Gerek yan gerekse arka taraftaki boşlukları da oraya dahil etmek suretiyle yıkıp orayı yeniden hakikaten çok ama çok güzel bir eseri İstanbul'umuza kazandıracağız. Proje çalışmaları bitti, işin uygulama bölümüne geçeceğiz."

BU TAVIR, HER ALANDA ÜZÜNTÜ VERİCİ BİR SIĞLIĞA YOL AÇMIŞTIR

Kültürü, sanatı, sporu belli kesimlerin tekelinde tutma saplantısının ülkeye hiçbir faydası olmadığı gibi, tam tersine bu tavrın her alanda üzüntü verici bir sığlığa yol açtığını söyleyen Erdoğan, şunları kaydetti:

"Teessürle belirtmem gerekir ki Türkiye'nin gücü ve kapasitesiyle kültür, sanat ve spor alanında bulunduğumuz yer uyumlu değildir. İrfandan yoksun bir kültür, sanat ve ahlaktan yoksun bir sporla hiçbir yere varamayız. Bu yaklaşımla bırakınız dünya çapında isimlere ve eserlere sahip olmayı, milletimizin asgari beklentilerini dahi karşılayamayız. Şimdi birileri hemen diyecek ki 'efendim siz devleti temsil ediyorsunuz, şikayet değil, icraat makamındasınız' bu sözün anlamı, 'kültürü, sanatı, sporu niye yönetmiyorsunuz' ithamıdır. Bana göre bu da bir başka yanlış bakış açısıdır. Devlet kültürde, sanatta, sporda yöneten değil, destekleyen, teşvik eden konumunda olmalıdır.

Çünkü devletin bizzat üstlendiği her iş ister istemez bürokrasiye, hantallaşmaya, verimsizleşmeye mahkumdur. Hatta daha ileri giderek söylüyorum, prensip olarak sanatçıların devlet memuru olmasını dahi doğru bulmuyorum. Ama ülkemizin çorak kültür sanat ikliminde, özellikle klasik Türk müziği, Türk halk müziği, folklor, hatta opera ve tiyatro gibi sanat dallarında devletin çekilmesinin yol açacağı boşluğun şu anda doldurulamayacağını biliyorum. Şartlar  uygun hale geldiğinde tüm sanatçıların faaliyetlerini kendi özgür dünyalarında icra etmelerinin en doğrusu olduğunu düşünüyorum."

Erdoğan, devletle kültür sanat faaliyetleri arasındaki sağlıksız ilişkinin, bir başka tezahür alanının da belediyelerde göründüğünü ifade etti.

Halkın doğrudan günlük hayatına dokunan hizmetler yürüten belediyelerin, kültür sanat faaliyetlerinde skora değil niteliğe yönelmesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan, belediyelerden bu faaliyetler için ayrılan ve hiç de küçümsenemeyecek rakamlara ulaşan bütçelerini doğru kullanmalarını, halkın hayatına dokunan işlere öncelik vermelerini beklediğini kaydetti.

NİTELİKLİ SENARYOLARA İHTİYAÇ VAR

Televizyon dizilerinin, son dönemde küresel düzeydeki en büyük kültür başarısı olduğunu dile getiren Erdoğan, en son Körfez'de, Orta Doğu'da, Hindistan'da yaptığı ziyaretlerde de Türk dizi filmlerinin beğenildiğini, takdirle karşılandığını, özellikle Hindistan ziyaretinde bunu duyduğunu söyledi.

Erdoğan, yaptıkları anlaşmayla Hindistan ve Türkiye olarak ortak film konusunda çalışmalar yapılacağını belirterek, "Bu konuda da nitelikli senaryolara ihtiyaç bulunduğunu görüyoruz. Bilhassa tarihi dizilerin senaryolarının elbette belgesel veya propaganda tarzında değil ama doğruları anlatacak şekilde hazırlanması şarttır. Aksi takdirde kamu diplomasisi bakımından da ülkemiz için büyük bir öneme sahip bu imkanı kendi ellerimizle heba etmiş oluruz." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, son yıllarda tüm sancılarına ve sıkıntılarına rağmen gerek tesisleşme gerekse mücadele bakımından, önemli mesafe kat edilen alanlardan birinin de spor olduğunu belirterek, eskiden sadece birkaç şehre mahsus olan büyük kapasiteli modern statlar, kapalı spor salonları, yüzme havuzları, kayak pistleri ve diğer tesislerin bugün hızla Anadolu'ya yayıldığını kaydetti.

Bakanlık, belediyeler, valilikler ve kulüplerin el ele vererek bu doğrultuda adeta bir seferberlik ruhuyla çalıştıklarını ifade eden Erdoğan, bu güçlü alt yapı üzerinde gençleri tüm spor dallarında geleceğe daha bilinçli, daha teknik, daha profesyonel hazırlama imkanının elde edildiğini anlattı.

Erdoğan, futbolun popülerliği veya kitleleri etkileme gücüyle en çok konuşulan spor dalı olsa da basketbolda, voleybolda, güreşte ve diğer pek çok spor dallarında elde edilen başarıların iftihar verici olduğunu vurguladı.

Son zamanlarda atletizmde, halterde, jimnastikte elde edilen başarıların bunun en güzel ifadesi olduğunu dile getiren Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bu vesileyle son dönemde kazandıkları şampiyonluk kupalarıyla ülkemizi gururlandıran tüm kulüplerimizi ve sporcularımızı tebrik ediyorum. İnşallah ilk fırsatta şampiyon sporcularımızın hepsiyle bir araya gelecek tebriklerimizi bizzat kendilerine de ileteceğiz. Başarılarıyla gençlerimiz arasında birer sembol haline gelmiş sporcularımızdan, bu misyonlarına uygun şekilde hareket etmelerini bekliyoruz. Siyasetçi de olsanız, sanatçı da olsanız, sporcu da olsanız milletin gönlünde yer edinmek öyle kolay değildir. Ama bir defa bunu başarmışsanız artık toplumsal bir sorumluluk da üstlenmişsiniz demektir. Bu sorumluğu taşıyamayanlar, sadece kendilerine değil aynı zamanda temsil ettikleri sanat ve spor camiasının tamamıyla birlikte milletimize de zarar verdiklerini bilmelidirler. Buradaki her bir kültür sanat insanı ve sporcu kardeşimin, ülkelerine ve milletlerine karşı sorumluluklarının bilincinde olduklarına inanıyorum. Tabii ki bizim için önemli olan şu; sporcu, hepsinden öte sanatçı, sanatkâr bu ülkenin birliği beraberliği için en önemli bizim dinamik unsurlarımızdır. Dikkat ederseniz idealleşmede, ideal insan tiplerimiz hep buralardan seçilir. Siyasetçiden sanatçıdan, sporcudan bakarsınız gençlik kendine idoller oluşturur. Onun için de sizlerden beklentimiz çok ama çok fazla. Gençlik idollerini arıyor sorusuna karşı, ben diyorum ki 'Gençlik idollerini buldu.' diyebilmeliyiz. Bu konuda rahat hareket edebilmeliyiz ki ülkemizin birliği beraberliği noktasında kimse bizi parçalayamasın. Çünkü birliği, beraberliği yakaladığımız anda hiç endişe etmeyin Türkiye'yi kimse tutamayacaktır, Türk milletini kimse bölemeyecektir."

Erdoğan, iyi gidildiğini, bugün büyüme rakamlarının açıklandığını ifade ederek, Türkiye'nin ilk çeyrekte yüzde 5 büyüme yakaladığını hatırlattı.

Bunun çok çok önemli bir büyüme rakamı olduğunu, dünyada şu anda birinci sırada büyüme rakamında Çin'in olduğunu belirten Erdoğan, ikinci sırada ise Hindistan, üçüncü sırada da Türkiye ve Endonezya'nın bulunduğunu kaydetti.

Erdoğan, hedefin 2017 sonuna kadar bu büyüme oranını artırarak devam ettirmek olduğunu dile getirerek, bu şekilde devam ettirilmesi halinde 2023 hedefinin rahatlıkla tutturulacağını söyledi.

Buna inandığını belirten Erdoğan, "Burada tabii gücümüz sizlersiniz. Gücümüz gençlik. Genç nüfusumuz bu noktada çok çok önemli. İftarımıza iştirakleriniz için sizlere teşekkür ediyorum. Rabbimden bizleri ramazan ayına ulaştırdığı gibi, sağlıkla huzurlu esenlikle bayrama da kavuşturmasını niyaz ediyorum." diyerek sözlerini tamamladı.

Kaynak: akparti.org.tr


Yayın Tarihi: 11/06/2017