NAMERDİM!


NAMERDİM!

Samsunspor’da zor günler devam ediyor.
Ateş hattının içindeyiz yine…
Yazılarıma her geçen gün onlarca mail ve yorum geliyor.
Samsunspor bizi üzse de; bu mailler beni umutlandırıyor.
Niye mi?
‘Samsunsporlu takımına sahip çıkıyor!’ diye ‘Samsunsporlu konuşmaya başladı’ diye, umutluyum…
Aldığım maillerden biri de çok değer verdiğim ve Samsunspor’da da Divan Kurulu Başkanlığı yapmış Sadi Subaşı büyüğümdendi.
Bana özel olduğu için yayınlamayacağım…

ANAMI ÖPEN KADI MİSALİ…
Bu arada Celil’in konuşmasından rahatsız olanlar var.
Olmasınlar…
Cumhurbaşkanından yardım istemesini şık bulmayanlar var.
Bulmasınlar…
Şık değilmiş, bu görüşe de saygı duyuyorum, doğru da olabilir.
Fakat; Samsunspor o günleri çoktan geçti.
Etik olma falan zamanı değil şimdi.
Celil’in ki; ‘Anamı öpen kadı, derdimi kime yanayım!’ Misali, o hesap…
Celil, ya ne yapsaydı?

ERKUT BAŞKAN KONUŞUR-KONUŞMAZ…
Herkes konuşmalı.
Herkes adaletin ve doğrunun peşinde koşmalı…
Samsunspor yeterince yönetenler tarafından ayaklar altına alınmadı mı?
Gözümüzden sakındığımız kulübü hiç etmediler mi?, ziyan etmediler mi?
Ben ona yanıyorum!
İstanbulspor maçında taraftarlar Erkut başkana ne diye bağırdılar?
Gidişat iyi değil…
Taraftar gırtlağa kadar dolmuş.
Taraftarın ateşine su serpecek açıklamaları herkes açık yüreklilikle yapmalı.
Ya sözlü ya da yazılı olarak.
Kamuoyu açıklama bekliyor…
Başkan konuşur-konuşmaz takdir Erkut başkanın.

BATAKLIĞI KURUTALIM!
Samsunspor formasını bugünküler gibi yarım yamalak terletenlerin değil, doksan dakika değil, yıllarca ıslatanların umutsuzluğu ve isyanı var…
Ben o sese bakıyor, o sese kulak veriyorum.
Sineklere değil, bataklığa bakalım, bataklığı kurutalım.

YANLIŞ MI YAPTIK?
Samsunspora zarar verecek hiçbir yerde ne oldum ne nede yazı kaleme aldım…
Örnek mi?
18 yıl önce acemi bir spor müdürü ve spor muhabiriydim.
H.Halk Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni ustam A.Yener Cabbar,’’ Karadeniz Postası’’nın künyesine adımı öyle yazdırmıştı ilk günden.
Samsunsporu da arada takip ediyordum.
Acemiydim ama zekiydim, uyanıktım.
Telefon numaramı her yere bırakıyordum, bir haber olursa arasınlar diye…
-Telefonum çaldı.
-Arayan ses Abi Samsunspor Kıbrıs’ta rehin kaldı dedi.
-Niye? diye bile sormadım!
-Anladım otel paralarını ödeyemediler diye.
-Sordum, araştırdım bunu haber bile yapmadım.
-Takım hakikaten otelde rehin kalmıştı.
-Niye mi haber yapmadım?
-Samsunspor’un markası zarar görmesin diye.
-Bırakmadım işin sonunu sordum öğrendim ki; o zamanın futbolcularından birinin kredi kartıyla borç ödendi takım döndü.
-Haberi yine yapmadım.
-Niye mi yapmadım?
-Türkiye duymasın diye.
-Rezil olmayalım diye…
-Samsunspor zarar görmesin yeter ki, olan bizim habere olsun.
-Genciz çok haber yazarız dedik…
-Bir muhabir olarak yanlış mı yaptık?

KAPIYA DAYANDILAR…
Bugün bana hiç kimse; etik falan, Samsunspor zarar görecek muhabbeti yapmasın.
Niye mi?
Kulübü batağa düşürmüşler.
Otel parasını ödeyemedi diye Samsunspora haciz getirdiler.
Üç kuruşluk para için avukatla, haciz memurlarıyla Samsunspor’un kapısına dayandılar.
Milletin alın terini emeğini çalmışlar.

İHANET DEMETİ…
Gelinen nokta; Eskişehirspor’a deplasmanda yenilirsen sonuç hüsran, sonuç uçurum!
Gelinen nokta; kümede kalma mücadelesi veren bir Samsunspor!
Gelinen nokta; bugüne kadar o formayı ıslatanlara karşı bence; yapılan affedilmeyecek kadar büyük bir ihanet demeti.
Gelinen nokta; ‘Lig’de kalamazsam lisansımı yırtarım’ diyen bir hoca.
Gelinen nokta; rakipler kaybedecek Samsunspor Lig’de kalacak.
Gelinen nokta; gol atamayan ve maç kazanamayan bir takım.
Etik, falan kalmadı.
Gün de etik olma günü değil şimdi.
18 yıllık bir muhabir ve köşe yazarı olarak Samsunspor için her zaman etik davranmadıysam namerdim!
Gel de yazma şimdi…
Kim etik, kim değil?
Siz karar verin!


Yayın Tarihi: 10/04/2018