Aklı Selim Ya da Pozitif Akıl


Aklı Selim Ya da Pozitif Akıl

Tembel mutluluk değil çalışan mutluluk sürdürülebilir başarının kaynağıdır. Olumlu düşünerek ve yeni alışkanlıklar geliştirerek beynimize hiçbir şey eskisi gibi olmayacak güvencesini vermek gerekir ki o da mutluluk hormonu seratonin salınımında cömert davransın.

Beynimiz tesadüflerden sıkılır strese girer; gelişine yaşam usulünü seçen tembelliğin kısa vadedeki getirisi mutluluk, onun entelektüel, planlamacı, işini bilen iradeyle hareketi seven doğasına ters düşer. Bu ters düşmeler devamlılık arz ederse stres ve depresyona dayalı anguazların kapımızı çalması an meselesi.

Çoğu işletmelerin savaşmakta zorluk çektiği, nedeni açıkça tespit edemediği gizli iş gücü kaybı; verimlilik düşüşü, algılama farklılıklarından kaynaklanan zaman kaybı ve gereksiz maliyetler bu tür çelişkilerle boğuşan beyinler yüzünden gerçekleşmektedir.

Beynimizin olumlu düşünmek için eğitilebilir olduğunu biliyor muydunuz? Tıpkı kaslarımızın gelişimi için spor salonlarında yaptığımız egzersizler gibi beynimiz olumlu bir rotaya yöneltebiliriz. İyi kötü gibi akıl da ikiyüzlüdür; pozitif işleyen ve negatif işleyen akıl. Eğitim yoluyla irademizle pozitif aklı harekete geçiremezsek insan olma idealimizi riske atıyoruz demektir. Bu riskle mücadeleye ayarlı beynimizin doğası dıştan olumsuz müdahalelerle alışkanlıklarla mücadele etmede pes etme noktasına gelir ve sistemin irade dışı işlemesi demek olan psikosomatik kısa devreler açığa çıkmaya başlaması kuvvetle muhtemeldir.

Bu anlamda koruyucu hekimlik becerilerimiz geliştirilebilir. Tebessüm etmek bunlardan biri, tanıdık tanımadık insanlarla selamlaşma becerisi geliştirmek de öyle. Ey toplum bak seninle bir sorunum yok herkesi saygın görüyorum selamlıyorum demektir selamlaşmak.  Tabii ki bunun bir anlamda negatif enerji yoğunlaşmasını da engelleyen işlevi vardır.

Evet dünden kalma negatif davranışlarımızın artçı şoklarını yaşamamak için pozitif aklımızın yapay da olsa devreye girip beynimiz yeniden düzenlemesine fırsat tanınmalıdır; zira beynin kısa devre yapmasına neden olan iç uyum yeteneğimizi geciktiren; kötü davranış, duyuş, seziş gücünde ısrar etme çevreye kin kusma, çekememezlik, kıskançlık hali meydan okumaya ya da sürekli olduğundan farklı görünme kasılmalarına yol açacaktır ki bu doğallığımızı yitirmemize deforme olmamıza neden olan sürecin başlangıcı olmaktadır. Beynimiz pozitif aklın ya da eski ifadeyle aklıselimin önderliğinde uyum içinde olmaya, meydan okumaya göre daha yatkındır. Ancak biz bu fıtratı hatalı davranış ve düşüncede ısrar ederek bozmaktayız. Bu da beynimizin uyum yeteneği nöroplastisite yeteneğini bozmaktadır.

Olumlu zihinsel yapı geliştirmek insanlara meydan okumaktan daha kalıcı mutluluk ve başarı sağlar.“Güzel gören güzel düşünür; güzel düşünen hayattan lezzet alır” sözündeki “hayattan lezzet alma” sürdürülebilir mutluluğun diğer bir ifadesidir. Bu da insanın meselelere daha pozitif yaklaşmasından mütevellit daha verimli performans sergilemesine yol acar.

Yeni alışkanlıklar beynin direnç gücünü artırıyor. Yapılan araştırmalara göre beynin bu yeni performansı kendine mal etmesi en az üç haftayı buluyor. Bunun için beynin olumlu olması için tek bir pozitif alıştırmayı en az üç hafta sürdürmesi gerekir. İbadetin az ama devamlı olması tavsiyesi de bu sırra da işaret eder.

İyimser olmak daha kalıcı sonuçlar elde etmemize yarar. Çünkü kötümserlik her şeye şüpheyle bakma beynimizin yeni durumlara uyma yeteneği olan ve mutluluk sürecini tetikleyen nöroplastisite yeteneğini deforme eder. Tabi ki bu iyimserlik tedbiri elden bırakmayan “azami hüsnü zan ademi itimat” sırrına dayanan bir iyimserlik. İnsanlara karşı tedbirli olmamız onlara karşı kötü davranma hakkına sahip olmak değildir. Ya da tedbirlerimiz bizim iyimserliğimizi yok etmemelidir. Yoksa merhametimizi yitirme riski taşırız ki, bu da bizi adım adım insanlıktan çıkarabilir, küresel sermayenin yalnızlaşan; tükettikçe mutlu olabilen bir materyali haline dönüştürebilir. İnsanın egemenliği, mutluluğu insanlığıyla beraber uzun vadede el değiştirmesi demektir.

Başkalarının istediği kadar egemen, mutlu olmak kısmi köleliktir. Kendi değerlerimizle; kendimizce mutlu olma becerimizi yitirmek başkalarına bağımlı olmak demektir. “Dost istersen Allah yeter”  sözündeki hikmetlerden biri de budur. İnsan sıfır beklentiyle menfaatsiz sırf asıl dosta yaranma adına iyilikten merhametten geri durmayarak iyi olmakta istikrarı yakalayabilir, kötümserlik anaforundan kurtulabilir.

Bütün bunların gerçekleşebilmesi için beynimizle dost geçinmek gerekir onun çalışma sistemini dikkate alarak olumlu değişim yaşatmamız mutluluk salınımını artıracaktır. Beynimize olumlu değişim yaşatmak için şu beş alıştırmayı yapın; en çok hangisinde mutlu olacağınızı hissetmeye çalışın ve onu belli periyotlarla tekrar edin ve gün içinde yaşadığınız değişimi, ferahlığı, işlerin rast gitmesini, bereketi gözlemleyin. En az üç hafta sonra alışkanlığa dönüşecek, beyin için olumlu değişim süreci gerçekleşmiş olacaktır.

 

ALIŞTIRMALAR:

 

  1. Minnettar olduğunuz üç şeyi yazın ve onları düzenli yapmaya çalışın.
  2. Sosyal ağlardaki arkadaşlarınıza olumlu mesajlar yazın.
  3. İki dakika süreyle kendi masanızda dua edin; başkalarını da kapsayan dualar yapın.
  4. Müsait zamanlarda on dakika boyunca namaz kılın. Patronla ilk görüşmenize nasıl hazırlık yaptıysanız farkındalığınızı artırıcı hazırlık yaparak namaza durunuz.
  5. En anlamlı hatıralarını deneyimlerini arkadaşınıza açıklamak için bir birinize iki dakika ayıracağınız zaman bulun.

Bunları sırasıyla yapın ve sizi en çok mutlu eden sizi dinginleştiren alıştırmayı en az üç hafta belli periyotlarla yapın ki alışkanlığa dönüşsün. Hani bir söz vardır;

“ Hayallerine dikkat et düşünceye,

Düşüncelerine dikkat et söze ,

Sözlerine dikkat et davranışa,

Davranışlarına dikkat et alışkanlığa,

Alışkanlıklarına dikkat et karakterine dönüşür.”

İşte beynimize olumlu değişim yaşatma ve nöroplastisite yeteneğini geliştirip mutluluk salınımını artırma sürecini çok güzel ifade eden bu söze kulak kesilmek lazım.

Alıştırmaların sonunda yaşam doyumu ve iyimserlik katsayımızın artacağına inanın. Buna devam etmeniz sürdürülebilir mutluluk ve başarıları beraberinde getirecektir. Daha kalıcı tutarlı ilişkiler ve işlerin altına imza atacaksınız. En azından zararlı hırslarınızdan arınacak önemli önemsiz ayrımını kendinizce belirlerken sizi daha az mutsuz eden, güvenilir kişilik dengesine kavuşacağınızdan emin olabilirsiniz.

Tüm kirlerinizden arının; içinizdeki samimiyet açığa çıkacaktır. İşte o zaman başarı an meselesidir; mutluluğu da beraberinde getirecektir. Tabi ki; makul mantıklı bir hedefiniz varsa. Zira “hedefsiz gemiye hiçbir rüzgâr yardımcı olamaz” demiş gitmiş dervişlerden biri… Olumlu değişim için beyninizle dost kalın.  Zira beyninizle dost kalmak kendinizle dost kalmaktır. Pozitif aklın bereketinden mahrum bırakmayın kendinizi. Hoşça bakın zatınıza vesselam.


Yayın Tarihi: 21/01/2016